Bir Fransız deyimi şöyle der: "Şarap yapmak zor bir iş değildir, tabi 100 sene denedikten sonra!" Asla sadece kar amacı güden bir iş, sektör olarak anılmaz şarap; çünkü şarap içmeyi sevenler de çok iyi bilirler ki şarap hiç büyümeyen bir bebek gibidir. Fidanların ekiminden, budanmasına hasat zamanından üretimine devam eden süreç her yıl yeniden başlar ve heyecan daha önce hiç yaşanmamış gibi devam eder. Her yıl her ay, her gün aynı özen ve ilgiyi bekler üzüm bağları... Aynı sevgiyle dokunulmak ister.
Özellikle son yıllarda artan şarap turizmi de bu tutkunun bir ürünü aslında. Güzel şarap içmenin yeterli olmadığını bağları gezip, en leziz şarapların yapımına tanıklık ederken ve bu bağların ortasında tasarım butik otellerde konakladığınızda daha iyi anlıyorsunuz. Bir yaşam stiline dönüşen şarap turizminde bağcılık ve tasarım birbirini besleyen iki önemli karakter hayatımızda…
1 – L’AND Vineyards , Alentejo - Portekiz
Portekiz'in güney merkezinde yer alan Alentejo Bölgesi, ülkenin kırmızı şarap üretiminin kalbi olarak biliniyor. Kolay içimi olan, meyve aromasını yoğun hissettiğiniz kırmızı şaraplar Lizbon'un hemen hemen her kafe ve restoranında karşınıza çıkıyor. İklim dolayısıyla kırmızı üzüm çeşidine uygun olan bölgenin şarapçılık tarihi 13. yüzyıla dayanıyor.
Başkent Lizbon'a arabayla 1 saat uzaklıktaki Evora Alentejo kasabası ise hem bağları hem de sınırlarında barındırdığı tasarım harikası butik oteli ile dikkat çekiyor. Sonsuzluğa uzanan üzüm bağları ve zeytin ağaçlarının arasında, yeşilin her tonunu giymiş bu topraklarda modern ve çarpıcı mimarisiyle L'AND Vineyards tarifi imkansız bir huzur ve şarap yolculuğuna çıkarıyor.
2 –Hotel Marqués de Riscal, La Rioja - İspanya
İber Yarımadası'nın kuzeyinde bulunan La Rioja Bölgesi, İspanya'nın şarap turizmi ve üretiminde oldukça önemli bir yere sahip. La Rioja'nın bağlarıyla ünlü Elciego kasabası ise gerçekten Şarabın Şehri ünvanını hak edecek kadar etkileyici!
Ve bu bölgenin tepelerinin ortasında, çağdaş ve çarpıcı mimarisiyle sizi kendine hayran bırakan Hotel Marqués de Riscal hem mimarisi hem de bölgenin en eski şaraphanelerinden biri olmasıyla gönlünüzü fethediyor. Mimar Frank O.Genhry'nin yenilikleri ve geleneği modern malzemelerle birleştirdiği bu tasarım oteli, üzüm bağlarının arasında doğan bir güneşe benziyor.
3 – Antinori, Toskana - İtalya
İtalya'nın süper starı Marchesi Antinori Srl, ülkenin en büyük şarap şirketlerinden biri. Bu kadar büyük bir üretim gücüne 14. yüzyıldan beri şarapçılıkla uğraşarak gelen Antinori - Toskana'nın 1970'lerdeki "Süper Toskana" devriminde de büyük bir pay sahibi!
Toskana'da birden çok noktada pitoresk manzarasıyla büyüleyen üzüm bağları olan Antinori'nin bağlarını gezerken, şarap tadımı yaparken ve bu eşsiz ortamda gurme lezzetlerin tadına bakarken zaman hiç geçmesin istiyor insan.
4 – Château La Coste, Provence – Fransa
Fransa demek aşkın, şarabın ve yemeğin ana vatanı demek! 13 bölgede toplam 36 bağ destinasyonu olan bir ülkede şarapçılık yalnızca bir meslek değil aynı zamanda bir yaşam tarzı, bir kültür ve bir karakteri ifade eder. Lavanta tarlaları ve üzüm bağları ile adından çokça söz ettiren Provence Bölgesi şiir tadında çiftlik evleri ve kasabalarıyla rüyalar alemini andırıyor. Fransa’nın güneydoğu ucunda yer alan Le Puy-Sainte-Réparade komünü yalnızca üzüm bağları ve şarapları dolayısıyla ünlü değil.
Fransız asaletini kusursuz yaşatan bu cennetin adı Château La Coste; Aix – En –Provence’a arabayla 20 dakika uzaklıkta. Yemyeşil bahçe ve bağların ortasında tarihi taş binasıyla dikkat çeken butik otele asıl dokunuşu rengarenk çiçekler yapmış. Bağ evinin ötesinde bir sanat evi olan Château La Coste’da karşınıza sıradışı ve yaratıcı onlarca eser çıkıyor.