Yaz ayının güneş altında tembellik yaptığımız günleri bitti sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz... Yeni maceraların ve başlangıçların en güzel ayı olduğunu düşündüğümüz Eylül ayı bizce seyahat etmek için başlı başına bir sebep. Yazın henüz bitmediği, sonbahar güzelliğinin yaşanmaya başladığı bu kutsal ayda isterseniz denizin tadını çıkarın, isterseniz bağ bozumlarına katılın...
Bourgogne, Fransa
Tüm dünyada şaraplarıyla ünlü olan Fransa'nın Bourgogne Bölgesi aynı zamanda Chablis, Nuits-St-Georges gibi köyleriyle bölgenin muazzam kırsal yaşamıyla da ilgi odağı. Rönesans şatoları, Ortaçağ manastırları ve binlerce yıllık köyleriyle bir tarih kitabının sayfalarını çevirir gibi hissediyorsunuz. Tepeye kurulan pitoresk kasabaları, nehir kenarındaki güçlü şehirleri, Avrupa'nın en görkemli Romanesk yapılarıyla dolu olan bu şarap bölgesinde muazzam rotalar bulunuyor.
Bölgenin en gösterişli şatolarından Château de Tanlay; liman kenti olan ve 14. ve 15.yüzyılda Bourgogne'un başkenti olan Dijon; bölgenin en iyi korunan Ortaçağ şehirlerinden Beaune gezeceğiniz yerler arasında. Bölgenin en ünlü şarap bölgesi Chablis; küçük bir tepe kasabası olan Châteauneuf-en-Auxois; Bourgogne'un en büyük üzüm bağlarından biri olan Clos de Vougeot; güzel limanı ile ünlü Auxerre, Cure Vadisi'nde tepeye kurulan ve Hristiyanlık için öneme sahip Vézelay da yine bölgenin öne çıkan adresleri.
Münih, Almanya
Münih, Almanya'nın en sofistike ve rafine kentlerinden biri olarak ön plana çıkmaya başladı. Son yıllarda, "Avrupa'da yaşanacak en güzel şehirler" listesinde de adını sıkça görmeye alıştığımız Münih özellikle sonbaharda en coşkulu zamanlarını yaşıyor. Bira festivalinin en renkli halini yaşatan Oktoberfest bir yana sanat müzeleri, kokteyl barları, tasarım butikleri ve restoranlarıyla kent yaşamını fazlasıyla cazip kılıyor. Parkları, Akdeniz tarzı sokak kafeleri, bira bahçeleriyle öyle cazip ki bu şehirde durmadan yürümek ve yürüyerek her köşesini keşfetmek istiyorsunuz.
Ziyaretçilerine iz bırakan bir deneyim sunan Münih, yeni tasarım otelleri, ses getiren sergileri, bohem mahalleleri ile her gün daha da iddialı bir şehir haline geliyor. Şehrin hipster bölgeleri Gartnerplatz ve Glockenbachviertel, Rönesans mimarisi, gece ışıklandırması ile parlayan Leopoldstrasse, sonu yokmuş gibi görünen Englischer Garten, Kandinsky'nin inanılmaz bir resim koleksiyonuna sahip Lenbachhaus, 5.000 eserlik geniş bir Avrupa resim koleksiyonu olan Neue Pinakothek, Oktoberfest'te daha da cazip bir mekana dönüşen Park Café bizim bu şehirde en sevdiğimiz adresler.
NOT: Oktoberfest bu yıl 22 Eylül - 7 Ekim tarihlerinde düzenleniyor.
Bozcaada, Türkiye
Ege Denizi'nden bize emanet olan Bozcaada için son yıllarda artan turist kalabalığı buranın müdavimlerinin canını biraz sıksa da bu güzel adanın kendine has güzelliğini koruduğunu görmek insanı mutlu ediyor. Ana karaya bağlı olmamanın verdiği özgürlük hissinden mi bahsetsek, Rum Mahallesi'nin özgün havasından mı yoksa cam gibi görünün denizinden mi… Hepsi bir yana üzüm bağları ve yerel şarapçılığın en değerli adreslerinden biri olan Bozcaada'da bu yıl 19.kez Bağ Bozumu Festivali düzenleniyor.
Tüm bağcıların ve ada halkının bir araya gelerek kutladığı bağ bozumu bağlara gidip, üzümleri küfelere toplayarak başlıyor. Üzümlerin at ve traktör üzerinde taşınması sırasında müzikler çalınarak bir şenlik havasına bürünüyor. Bağ evlerindeki tadımlar, Bozcaada Kalesi'ndeki konserler de festivalin diğer meyveleri oluyor! Bozcaada'ya gitmişken tabi ki günbatımını Polente Feneri'nde seyredip, Ayazma Koyu'na alternatif olan Akvaryum Koyu'nda denize girip, meyhanelerindeki leziz mezeleri denemeyi ihmal etmeyin.
NOT: Bozcaada Bağbozumu Festivali bu yıl 7-9 Eylül tarihlerinde gerçekleşiyor.
Buenos Aires, Arjantin
“Güney Yarım Küre’nin Paris'i” olarak içimizi ısıtan Buenos Aires, zarif bir Latin kenti olmasının yanı sıra bir yandan da Avrupa köklerine sıkı sıkıya bağlı bir şehir görüntüsü çiziyor. Büyüleyici çelişkilerin şehri Buenos Aires için en güzel mevsimin başındayız. Güney Yarım Küre’de ilkbaharın başlangıcı olan Eylül ayı ile şehrin renkli yüzünü görmenin tam zamanı!
San Telmo'nun Arnavut kaldırımlı sokaklarında politik duvar resimlerini görmek, Palermo ve Recoleta’nın zengin villalarının yarattığı atmosferi deneyimlemek, sanata ve tangoya doymak, Arjantin ve Latin mutfaklarının tadına varmak için yola çıkma vakti…
Sanat tutkunları için "rüya şehir" olarak nitelendireceğimiz Buenos Aires'te ünlü Teatro Colon, Buenos Aires Latin Amerika Sanat Müzesi MALBA, sokak sanatının adresi Graffitimundo, sanat koleksiyonu ile büyüleyen Museo Nacional de Bellas Artes cezbedici. Şimdi bu sanat rüzgârına Art Basel Şehirleri programı da ekleniyor. Bir hafta sürecek sanat programında 16 Arjantinli ve yabacı sanatçı yer alacak. Art Basel Şehirleri Haftası'nda sanat galerileri, parklar, terk edilmiş binalar mekan olarak kullanılacak. Buenos Aires’te herkesin aradığını bulacağına şüphemiz yok!
NOT: Art Basel Cities - Buenos Aires 6-12 Eylül tarihlerinde gerçekleşecek.
Sicilya, İtalya
İtalya'nın deniziyle, doğasıyla, tarihi kasabalarıyla, mimari güzellikleriyle, damakta unutulmaz tatlar bırakan lezzetleriyle ünlü Sicilya Adası... Akdeniz'in bize sunduğu en kıymetli adaların başında gelen Sicilya coğrafi konumu ve sıcak iklimi sayesinde uzun yaz sezonunu da beraberinde getiriyor. Yüksek yaz sezonundaki kalabalığın yerini daha dingin bir atmosfere bırakan Eylül ayı adayı keşfetmek ve plajların, keşfedilmeyen koyların tadını çıkarmak için ideal.
Palermo, Katanya ve Siracusa tarihin ve mimarinin içinde kaybolmak isteyenler için harika şehirler... Volkanik manzaralar eşliğinde doğanın gücünü görebileceğiniz Etna, kartpostal gibi güzelliği ile etkileyici fotoğrafların adresi Taormina, Ragusa ve Modica gibi Barok mimarinin güçlü adresleri de rotanızda yer almalı.
Son olarak ünlü İtalyan blogger Chiara Ferragni ve rapçi Fedez'in düğünüyle adından söz ettiren, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Noto görülmeye değer. Antik Yunan şehri Agrigento, "İtalya'nın Pamukkale'si" sayılan Scala dei Turchi, Yunan tapınaklarıyla ünlü Selinunte ve Segesta sizi binlerce yıl geriye götürecek. San Vito lo Capo, Mondello, San Lorenzo, Calamosche, Isola Bella ise plaj keyfiniz için aradığınız güzellikte sahiller...
Hudson Valley, ABD
New York şehrinin kaosundan ve trafiğinden kaçmak için cazip bir rota olan Hudson Valley, sonbahar renkleriyle çok daha hoş manzaralar sunuyor. Dağlarla çevrili doğal güzellikleri, parkları ve karakteristik şehir, kasabalarıyla ruhu dinlendiren bir atmosferi var. Vadinin gerçek karakterini nehir kıyısına kurulan kasabalarda, özgün butiklerinde, müzelerinde, kafe ve restoranlarında bulabilirsiniz.
Rotanıza tarihi 1680 yılına dayanan; tarz sahibi butikleri, sanat galerileri ve restoranlarıyla sevilen Nyack ile başlayabilirsiniz. Amerikan Bağımsızlık Savaşı'ndan izler de barındıran, 2050 hektarlık Bear Mountain State Park ile devam edebilirsiniz. Vahşi yaşam alanı, kamp, bisiklet, yürüyüş, nehir kıyısı bot gezileri ile doğaseverler için cezbedici. Goshen, Kingston kasabaları da Hudson rotanızda uğrayabileceğiniz noktalar. Ulusal Tarihi Yerler listesinde yer alan yapılarıyla ünlü Rhinebeck kasabası, tarih müzesi Vanderbilt Mansion ile ilgi çeken Hyde Park, tarihi Amerikan kasabalarının tüm özelliklerini barındıran Tarrytown Hudson rotanıza ekleyebileceğiniz öneriler.