Japonya söz konusu olduğunda “Uzakdoğu’nun mistik ülkesi” deyip geçmek bizce hiç mi hiç yeterli değil. Çünkü Japonya çok katmanlı kültürel yapısı; akıl uçuran mimarisi, durmaksızın gelişen teknoloji sektörü ve renkli sosyal yaşantısıyla her köşesinde keşfedilecek bir şeyler saklıyor.
Biz de Jabiroo olarak herkesin hayatında en az bir defa görmesi gereken bu ilginç ülkenin baş döndürücü başkenti Tokyo hakkında bilmeniz gerekenleri bu yazımızda derledik:
Şehir değil sanki bir ülke!
Tokyo bugün 35 milyonluk nüfusu ve 600 kilometrekarelik alanı ile dünyanın en büyük kenti unvanının sahibi. Devasa caddeleri, çılgın binaları, kentin her yerinden geçen karmaşık metro ağı ve rengarenk sakinleriyle şehirden çok başka bir dünyayı andıran Tokyo’yu layıkıyla gezmek için en az bir haftanızı ayırmanız gerekiyor.
Tokyo’da bulunan iki havalimanından büyük olanı Uluslararası Narita Havalimanı’nda indikten sonra henüz çıkış kapısına varmadan karşınıza çıkacak bölümde gezginlerin hayatını kolaylaştıracak her şeyi bir arada bulmak mümkün. Bu bölümde, pre-paid sim kart satan operatörlerden araç kiralama ofislerine; Tokyo Metrosu (Keisei) kartları satan bir bürodan interaktif turist bilgi ekranlarına kadar her şey yan yana duruyor. Ayrıca bu kısımdan hiç çıkmadan doğrudan metroya ve Tokyo merkeze ve çevre semtlere giden otobüslere de ulaşılabiliyor.
Tokyo’da neler yapılır?
Eğer seyahatinizde Japonya’nın o kendine has spiritüel atmosferine ağırlık vermek isterseniz mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerlerden biri olan Meiji Tapınağı’nı es geçmemelisiniz. Devasa bir bambu ormanının içinde bulunan bu tapınak kompleksi, dünya üzerinde görüp görebileceğiniz en huzurlu yerlerden biri. Yine Tokyo’nun en eski Budist tapınağı unvanına sahip olan Sensoji Tapınağı da Tokyo’da görülebilecek dini ve spiritüel merkezlerden biri.
Tokyo’nun cazibe merkezleri arasında elbette yalnızca dini merkezler yok. Tokyo’da keşfedilecek çılgın yapılar ve alışverişin bin bir tonunu vaat eden caddeler de kesinlikle görülmeye değer. Tokyo’nun son yıllardaki en hip bölgelerinden olan Shibuya ve Shinjiku bölgelerinde Tokyo usulü üçüncü dalga kahvecilerden three dolar store denen kocaman dükkanlara; Michelin yıldızlı restoranlardan 10 katlı kırtasiye dükkanlarına kadar birçok farklı yer keşfedebilirsiniz. Yine kentin en enteresan kafelerine ve vintage butiklerine ev sahipliği yapan Harajuku bölgesi de Shibuya ve Shinjiku’ya komşu bir semt olarak öne çıkıyor.
Tokyo’ya gelmişken o meşhur manga ve anime dünyasına dalmadan olmaz! Şehirde anime ve manga olaylarının kalbi ise Akihabara’da atıyor. Burada sokakta cosplay kostümleriyle dolaşan insanlar görmek çok sıradan bir durum! Akihabara’da bulunan en ilginç mekanlardan biri ise 90’lı yıllar nostaljisi yaşatan ve yüzlerce kişinin aynı anda “atari” oynadığı oyun salonları. Eğer bu bölgeye gelirseniz bu retro mekanları muhakkak görün ve 90’lı yılları yad edin! Ayrıca Akihabara şehirde elektronik piyasasının da merkezi durumunda. Tokyo’da biraz elektronik alışverişi yapayım diyorsanız burada bulunan büyük elektronik çarşılarına uğramadan geçmemenizi öneriyoruz.
Tokyo, ilginçliğiyle öne çıktığı kadar göz alıcı lüks anlayışıyla kusursuz da bir alışveriş kenti olma özelliği taşıyor. Bir Asya ülkesinde değil de sanki New York sokaklarında geziyormuşsunuz gibi hissettiren Ginza Caddesi’nde lükse, modaya ve kozmetiğe dair her şeyi bulmak mümkün. Ayrıca Ginza, şehirdeki en hip otelleri ve restoranların bulunduğu cadde olarak da biliniyor.
Tokyo’ya ne zaman gidilir?
Okyanus ikliminin hakim olduğu Tokyo yılın her ayında gezmeye müsait olsa da Mart ve Nisan ayları şehrin en güzel haline büründüğü aylar olarak kabul ediliyor. Çünkü bu dönemde, Japonya’nın hemen her kentini süsleyen kiraz ağaçları çiçek açıyor ve kentin her yeri bir yağlıboya tablodan fırlamışçasına güzelleşiyor! Tokyo’da adım başı rastlayabileceğiniz şehir parklarında, sarayların bahçelerinde ve botanik parklarda görebileceğiniz ve Japonların “Sakura” adını verdiği bu ağaçlar, geceleri özel ışıklandırmalarla büyüleyici bir çehreye bürünüyor. Ancak Tokyo’ya gitmeyi düşünüyorsanız zamanlama konusunda dikkat etmeniz gereken iki önemli kural var: Bunlardan birincisi Eylül ayında Tokyo civarında tayfunların ve fırtınaların sıkça gerçekleştiği; ikincisi ise Mayıs ve Haziran aylarında ise yağmurlu gün sayısının çok fazla olduğu bilgisi.
Tokyo seyahatinizi planlamadan önce bilmeniz gerekenler
- Japonya, 2018 yılı itibariyle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından vize talep etmiyor. Ancak çipli pasaportunuz yoksa kapıdan döndürülme olasılığınız bulunuyor. O yüzden Japonya’ya girmeden önce pasaportunuzu mutlaka çipliye çevirmelisiniz.
- Bir Japon Yeni yaklaşık 0,3 Türk Lirası’na denk gelse de Japonya’da enflasyonun yüksek dolayısıyla hayatın pahalı olduğunu eklemek gerekiyor.
- Türk Hava Yolları’nın İstanbul’dan Tokyo’ya direkt seferleri bulunuyor. Ancak daha uygun fiyatlı bir seçenek isterseniz Qatar Airways’in Singapur / Doha aktarmalı uçuşlarını tercih edebileceğiniz gibi, Asiana Airlines’tan da bilet rezervasyonu yaptırabilirsiniz.